Arnavutluk Tiran'da yaşayan Akut lenfoblastik lösemi, (PH+ B-ALL) hastası Ariana Pepa, Türkiye'de kök hücre nakli olduktan sonra hastalığı yendi ve torununu görme şansına sahip oldu. "Bu olaydan sonra hayatı tüm renkleriyle ve sanki ömrümün son günüymüş gibi yaşamayı öğrendim" diyen Ariana Pepa, şimdi mutlu ve sağlıklı bir babaanne. Öyküsünü paylaşmak üzere Türkiye'ye geldi.
Nadir ve genetik kökenli Fankoni Aplastik Anemisi hastası olan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Şeyda Yılmaz'ın üniversite birinci sınıfta iken böbreğinden tümör alınıyor ama rahatsızlıkları geçmiyor cildinde büyük mor halkalar oluşuyor ve 2016 yılında böbreğindeki tümöre de neden olan Fankoni Aplastik Anemisi teşhisi konuyor. Çözüm kemik iliği (kök hücre) nakli. Hemen aile üyelerine bakılıyor, 4 kardeşinden biri uyumlu çıkıyor ama o da Fankoni Aplastik Anemisi taşıyısıcı, yani derdine çare olamıyor. Hemen yaklaşık 3 yıl önce hayata geçirilen milli kök hücre bankamız TÜRKÖK'e başvuru yapılıyor ve bağışçı(Donör) bulunuyor. Yapılan nakil sonrasında Şeyda hayata yeniden tutunuyor ve yeniden doğuyor. Kendi sözleri ile "Kök hücre nakli sonrası yeniden doğdum, artık 6 aylığım. Kan grubum da değişti. Ben BRh(+) idim artık donörümle aynı kan grubunu A Rh(+) pozitifi paylaşıyorum"Pepa ve Yılmaz, vericileri ile aralarında geçen duygusal mektuplaşma sürecini ve hayata tutunma hikayelerini anlatmak üzere tedavilerini gerçekleştiren Türk Aferez Derneği Genel Sekreteri Doç .Dr. Emre Tekgündüz ile 12. Ulusal Aferez Kongresi'nde biraraya geldi.'İlikten Kalbe Mektuplar' süreci hakkında bilgi veren Doç .Dr. Emre Tekgündüz, ''Kök hücre nakli ülkemizde çok büyük bir gelişme gösterdi. 2016 sonlarına doğru, yaklaşık 4 bin nakle ulaştık. Herhalde 2017'de 4 bini aşmış olacağız. Bu nakillerin kabaca yüzde 50'ye yakını başka bir vericiden yapılan nakiller. Burada bir kardeş verici yok ise akraba dışı verici adayları taranıyor. Ülkemizde TÜRKÖK kapsamında tarama yapmak mümkün olduğu gibi; yurtdışı doku bankalarına da başvuru yapılabiliyor. Akraba dışı nakil olduğu zaman sizin adını bilmediğiniz bir kardeşiniz olmuş oluyor. Burada ister istemez hiç tanımazsanız bile bir gönül bağı kurulmuş oluyor. Belli bir süre geçtikten sonra gerek hastalarımız gerekse vericilerimiz birbirlerini tanımak istiyor. Bu işin içinde gizlilik olduğu için teknik olarak mümkün değil. Kök hücre naklini gerçekleştiren merkezler üzerinden bir sistem var. Onların talepleri oluyor. Örneğin; yurtdışında doku bankasında yani Almanya'dan nakil yapılan bir hastamızın Alman vericisi, kök hücre verdiği kişiyi tanımak istiyor. İsteğini, kök hücre naklinde aracılık yapan kuruma yazıyor. Kurum daha sonra bize dönüyor. 'Bir mektup var, nakil yaptığınız hastaya iletebilir misiniz' diyor. Mektubun çevirisini yapıyor sonra hastamıza söylüyoruz. Hastalarımız çok duygulanıyorlar ve karşılık vermek istiyorlar' dedi.Ariana Pepa: "Ben Arnavut vatandaşıyım ama benim tekrar doğuşum kök hücre nakli ile Türkiye'de oldu"