Dünya nüfusunun üçte birini tehdit eden, insanlık tarihinin en eski hastalıklarından biri olan Tüberküloz, günümüzde de milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor. Veremle Savaş Haftası dolayısıyla Central Hospital'dan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mübeccel Akman uyarılarda bulunuyor: "Tüberküloza yakalandığını fark etmeyen bireyler doktora geç gidiyor. Bu durum hastalığın daha da çok yayılmasına ve organların hızlıca tahrip olmasına neden oluyor."
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl yaklaşık 8,4 milyon insanın yakalandığı tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis adlı mikrop ile oluşuyor ve hızlıca diğer insanlara da bulaşıyor. Central Hospital'dan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mübeccel Akman tüberküloz hastalığının solunum yoluyla bulaştığını söylüyor ve ekliyor: "Hastaların öksürmesi, hapşırması, konuşması ile solunum yolu salgıları damlacık şeklinde havaya atılır. İçinde tüberküloz basilinin bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler de etkilenebilir. Ancak enfeksiyon alan her kişide mutlaka hastalık gelişmez.
Alınan basiller kişiyi hastalandırmaksızın vücutta saklı kalır ve vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşur. Hastalık gelişme riskinin en yüksek olduğu dönem ilk iki yıldır. İlk iki yılda yüzde 5, sonrasında yüzde5 olmak üzere, yaşam boyu hastalık gelişme riski yüzde 10 dur. Bulaşma açısından en riskli kişiler hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşlarıdır. Kaşık, çatal, bardak gibi yemek gereçleri, giysiler, çarşaflar gibi eşyalar ile bulaşma olmaz."
Uzm. Dr. Mübeccel Akman tüberküloz hastalığının belirtilerini şu şekilde sıralıyor: "Genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olarak iki grupta toplanabilir. Genel yakınmalar; özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise; iki haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarda kan tükürme, göğüste ağrı ve nefes darlığıdır.
Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç gidebilir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına neden olur. Bu arada hasta çevresine mikrop saçar ve daha çok kişinin enfeksiyona maruz kalmasına sebep olur. Bu nedenle; özellikle iki haftadan uzun süren öksürük ve diğer yakınmaları olan kişilerin en kısa zamanda sağlık merkezine başvurmaları çok önemlidir."
Tüberküloz basiline karşı etkili olan güçlü ilaçların bulunmasından önce, tedavinin temelini iyi beslenme, istirahat ve uzun süreli sanatoryum tedavisinin oluşturduğunu söyleyen Uzm. Dr. Akman ekliyor: "Günümüzde tüberküloz basilini öldüren çok güçlü ilaçlar var. Mikropları etkili bir şekilde öldürmek ve ilaçlara direnç gelişimini önlemek için tedavide dört çeşit ilaç birlikte kullanılıyor.
Tedavi süresi altı aydır. Tedavinin ilk iki ayından sonra ilaç sayısı azaltılır. Bazı özel durumlarda tedavi süresi uzatılabilir. Tedavinin her gün düzenli olması önemlidir. Düzenli tedavi hem hastanın iyileşmesini sağlar hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek toplum sağlığını koruma altına alır."
Düzenli İlaç Kullanımıyla Tedavi Mümkün
Tüberkülozda düzenli ilaç kullanımı her şeyden önemli. Bunun için "Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)" ile hastalara her doz ilaç, bir görevli tarafından içirilir. DGT'ye gerek duyulmasının temel nedeni; hastaların bir kısmının en az 6 ay sürecek bir tedaviyi düzenli sürdürememesidir.
Hangi hastanın ilaçlarını, düzenli kullanıp kullanmayacağı öngörülemeyeceğinden; tüm tüberküloz hastalarına DGT yapılması gerekir. Ülkemizde birçok ilde DGT başlatılmıştır. Bu hastaların ilaçları; evlerine en yakın sağlık kuruluşu tarafından gözetim altında içiriliyor.