Vitamin ve mineral yetersizliklerinin 'gizli açlık' olarak tanımlanabileceğini söyleyen Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Acar Tek'a göre, bu eksiklikler gelişmekte olan ülkelerde daha ciddi boyutlarda görülse de, gelişmiş ülkeler için de önemli halk sağlığı sorunlarından biri. Peki, bu eksiklikler ne tür hastalıklara yol açabilir? Korunmak için neler yapılmalı? Doç. Dr. Nilüfer Acar Tek, bu ve daha fazla soruyu bakın nasıl yanıtlıyor:
BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞERLENDİRİN
Vitaminler, çoğunlukla vücutta sentezlenemeyen ancak özel hücresel fonksiyonların gerçekleştirilebilmesi ve sağlığın sürdürülmesi için elzem olan organik bileşiklere; mineraller ise vücutta birçok işlevi düzenleyen ve yapıyı oluşturan elzem besin ögelerine deniyor. Bunlar çoğunlukla insan vücudunda sentezlenemedikleri için de besinlerle alınmaları gerekiyor. Vitamin ve mineral yetersizliklerine tüm yaş gruplarında rastlanabilir ancak büyüme ve gelişme süreci içinde gereksinim artar. Yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivite durumuna göre ihtiyaç duyulan enerji ve besin ögelerinin yeterli ve dengeli beslenme ile karşılanamadığı durumlarda, zamanla vitamin ve mineral yetersizlikleri ortaya çıkabilir. Yorgunluk ve halsizlik birçok etmene bağlı olabilir ama beslenme yetersizliğine bağlı ise öncelikle genel beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi gerekir. Özellikle gençlerin beslenme davranışında; gazlı içecekler, kızartmalar ve fast food gibi yiyeceklerin ağırlıkla tercih edildiği, bunun yanında sebze, meyve, süt ve süt ürünleri ile balık gibi besinlerin tüketiminin daha az olduğu görülüyor. Beslenme davranışındaki bu olumsuz eğilim toplam yağ, doymuş yağ ve eklenmiş şeker alımını artırırken kalsiyum, demir, çinko, potasyum, A, D, C vitaminleri ve folik asit gibi elzem mikro besin ögelerinin yetersizliğine neden oluyor.
YAŞLILAR, GEBELER VE ÇOCUKLAR TAKVİYE ALABİLİR
Sağlıklı beslenmede (yeterli ve dengeli) vitamin ve diğer besin desteklerine ihtiyaç yok. Çünkü vitamin ve minerallerin suplemanlarla (besin desteği) gerekmediği halde aşırı alımı, diyetle alınan diğer besin ögeleri ile etkileşime girerek bunların vücutta emilim ve kullanımını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca yağda eriyen vitaminler depo edildiğinden zaman içinde vücutta aşırı alıma bağlı toksik etkiler nedeniyle böbrek ve karaciğer için zararlı da görülür. Ancak yaşlıların, hastalık sürecinde olanların, gebelerin, bebek ve çocukların ülke politikası olarak önerilen vitamin ve mineral takviyesini almaları sağlıkları için önemli.
DOKTOR KONTROLÜNDE UYGULANMALI
Vitamin ve mineraller, yeterli ve dengeli beslenen sağlıklı bireyler için besinlerden doğal olarak sağlanıyor. Özellikle temel besin grupları (et, süt, tahıllar, sebzeler ve meyveler) bakımından zengin içerikli bir diyet ile besin desteği kullanmadan, makro ve mikro besin ögelerini uygun düzeyde almak mümkün. Vitamin ve mineral kullanımı ise risk gruplarında koruyucu ve tedavi amaçlı bireye yönelik bir müdahale olarak adlandırılabilir. Bu nedenle herhangi bir mikro besin ögesi yetersizliği saptandıysa, bunun giderilmesine yönelik tedavi doktor kontrolünde, belirli aralıklarla, gerekli testler ve değerlendirmelerin yapılmasıyla gerçekleştirilmeli.
SINAV DÖNEMİNDE STRES ARTARSA
Sınav dönemlerinde stresin artması fizyolojik süreçleri etkiler, bu süreçte gereksinimler artabilir. Gençlerin beslenmesinde artan gereksinimin, besin çeşitliliğine dikkat edilerek sağlanması öncelikli olmalı. Ancak herhangi bir yetersizlik durumundan endişe duyuluyorsa rastgele vitamin almaktansa bir hekime danışılmalı ve gerekli görüldüğünde tedavi edilmeli.
HANGİ VİTAMİNİ NEREDE BULURUZ?
Et, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerin demirin iyi kaynaklarından olduğu söylenebilir. Diyette C vitamininin bulunması bitkisel kaynaklardaki demirin emilimini artırır ancak demir yetersizliği anemisi ülkemizde yaygın ve önemli bir sorun. Gençlerde diyetle yetersiz alım söz konusu olduğunda sık hastalanma, algı, dikkat ve öğrenmede yetersizlik gibi belirtiler mevcut ise demir yetersizliği anemisinin varlığı değerlendirilmeli ve gerekli takviye tedavi yapılmalı. Yetişkinlikteki kemik yoğunluğunun yarısına yakın bir kısmı gençlik yıllarında oluşur ve yapılanma 30'lu yaşlara kadar devam eder. Süt, yoğurt, peynir gibi iyi kalsiyum kaynağı besinlerin günlük 3-4 porsiyon tüketilmesi gereksinimi karşılar. Bunun yanında, yeterince (günde 10-15 dakika direkt) güneş ışığından yararlanamama, D vitamininin aktive olamaması, bu vitaminin yetersizliğine neden olur.
YETERSİZLİK NEDEN KAYNAKLANIYOR OLABİLİR?
Gereksinimin artması,
Vitamin ve mineraller yönünden zengin besinlerin yeterli ve dengeli miktarlarda tüketilememesi,
Besinlerin satın alınması, hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması sırasında oluşan besin ögesi kayıpları,
Vücutta kullanımlarını engelleyen etmenlerin diyette varlığı,
Emilim bozuklukları ve buna neden olan hastalıklar,
Enfeksiyonlar,
Parazitler,
İlaç, alkol veya sigara kullanımı.
SUPLEMAN KULLANIMI
Eğer herhangi bir hastalığınız, tanısı konulmuş vitamin veya mineral yetersizliğiniz yoksa doktorunuz önermeden kullanmayın.
Herhangi bir ilaç kullanıyorsanız, doktorunuza danışmadan vitamin ve mineral almayın. İlacın etkisini azaltabilir ya da etkileşim sonucu yan etki yapabilirler.
Günlük beslenme durumunuzu değerlendirin.
Yeterli ve dengeli beslenmeye öncelik verin.
Önerilen dozlarda ve sürelerde alın.