Kanser hastalığının araştırılması ve alınacak önlemler konusunda oluşturulan Meclis Kanser Araştırma Komisyonu Raporu, Türkiye'de kanserli hasta sayısının yaklaşık 400 bin olduğu, her yıl 150 bin yeni kanser vakası teşhis edildiğini işaret ediyor.
Raporda, Türkiye’nin dünyada kilolu nüfus oranı en yüksek ülkelerden biri olduğu belirtilirken obezite ile mücadelenin, kanser önleme konusunda Türkiye’nin en önemli sağlık stratejilerinden birisi olması gerektiği kaydediliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, beslenme alışkanlıklarının kanser gelişimine olan etkisi ve doğru beslenme ile kanserden korunma yolları konusunda önemli bilgiler verdi.
Anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve yayılması olarak tanımlanan kanser, ülkemizde 1970’li yıllarda sebebi bilinen ölümler arasında 4. sırada yer alırken, son yıllarda kardiyovasküler sistem hastalıklarından sonra 2. sıradaki ölüm nedenidir. Kanserin oluşumunda bir çok faktör etkili olup bu faktörler arasında şişmanlık, beslenme alışkanlıkları, sigara, alkol, fiziksel aktivite, genetik yatkınlık, çevresel nedenler ve stres gibi etmenleri bulunuyor.
Kadın ve erkeklerde görülen kanser vakalarının %35’i beslenme alışkanlıklarına bağlıyken, şişman bireylerde kanser görülme sıklığının iki kat daha fazla olduğu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir beslenme alışkanlıkları ve kilonun sağlığı önemli ölçüde etkileyen faktörlerin başında geldiğini söylüyor.
Şişman veya obez bireylerde başta meme, kolon, rahim (endometrium), özefagus (yemek borusu) ve böbrek kanserinin görülme riski ideal kilodaki bireylere kıyasla daha yüksek. Obezitenin, serviks, safra kesesi, lenfoma, yumurtalık, pankreas, tiroid ve prostat kanserlerinin de riskini arttırdığı biliniyor. Çeşitli araştırmalar, kilo kaybının, meme kanseri gibi bazı spesifik kanser türlerinin oluşma riskini azalttığı kanıtlıyor.
Çağatay Demir, beslenme ve kanser ilişkisine dikkat çekerek ‘‘Beslenme alışkanlıklarının kanser riski üzerinde etkili olduğu bir gerçek. Yüksek kalori alımının obezite için risk faktörü oluşturup, kanser riskini artırdığı kabul ediliyor. Bunun yanında beslenmemizde yapacağımız bazı değişiklikler ile kanser riskini azaltabiliriz. Örnek olarak, sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme düzeni, akciğer, ağız, özefagus, mide ve kolon kanseri riskini düşürdüğü biliniyor.
Meyve ve sebzlerin yapısında bulunan C vitamini, E vitamini, karotenoidler, diğer birçok fitokimyasallar gibi bir takım antioksidan maddeler, metabolizma sonucu açığa çıkan oksidan maddeleri etkisiz hale getirerek kanser gelişimini önlüyor. Oksidan maddeler ise hücre hasarına neden olarak kanser riskini artıyor. Kanserden korunmanın ve bu antioksidan maddeleri vücuda almanın en güvenli, kolay ve ucuz yolu taze sebze ve meyveleri tüketmektir’’dedi.
Yağ miktarının ve türünün de kanser oluşumunu direk ve dolaylı yoldan etkileyebildiğini belirten Demir ‘‘Yüksek doymuş yağ tüketimi kanser risikini artırıyor. Yüksek yağ tüketimi, diyetle fazla kalori alınmasına yol açarak obeziteyi ve obeziteye bağlı gelişen kanser türlerini de beraberinde getiriyor. Buna karşı balıkta bulunan omega-3 yağ asidi, zeytin ve kanola yağında bulunan tekli doymamış yağ asitleri ve diğer çoklu doymamış yağ asitlerinin de kanser riskini azaltmaya yardımcı oluyor.’’ diyerek sözlerine devam etti
Sosis, sucuk ve salam gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durun!
Sosis, sucuk, salam gibi birtakım işlenmiş et ürünlerinin de kanser oluşumunu sağlayan nitrit gibi bitakım koruyucu maddeler içeriyor. Bu gibi besinlerin yapısına renk vermesi ve tazeliğini koruması amacıyla konulan nitrit, vücutta nitrozaminlere dönüşerek hücre hasarına neden oluyor. Bu nedenle bu besinler tüketilmemeli, tüketildiği taktirde, bu besinlerin zararlı etkilerini azaltan C vitamininden zengin besinlerle alınması tavsiye ediliyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Diyet ve Beslenme Uzmanı Çağatay Demir, beslenmenin yanı sıra besinlerin nasıl pişirilmesine gerektiğine dair de önemli açıklamalarda bulundu ‘‘Besinleri pişirme kanserden korunmak için dikkat edilmesi gereken bir başka önemli uygulamadır.
Araştırmalar, yağda kızartma, ateşe yakın yapılan ızgara işlemleri gibi besinin hızlı pişmesini sağlayan pişirme yöntemlerinin, kanser riskini arttıran birtakım kimyasal maddelerin açığa çıkmasına neden olduğunu gösteriyor. Bu nedenle suda ve buharda haşlama, buğlama ve fırında pişirme yöntemleri daha az kimyasal açığa çıkmasına neden oldukları için tercih edilmesi gereken pişirme yöntemleridir’’ dedi.
Kanserden korunmak için Anadolu Sağlık Merkezi Diyet ve Beslenme Uzmanı Çağatay Demir’den beslenme tavsiyeleri;
Besin çeşitliliğini sağlayın, değişik türde ve renkte besinler tüketmeniz değişik çeşitte vitamin ve minerallerden faydalanmanızı sağlayacaktır. Örneğin günde 3 porsiyon meyve tüketiyorsanız hepsinin rengi birbirinden farklı olmalı.
Günde 3 ana 3 ara olmak üzere toplam 6 öğünde beslenin.
Şeker ve tatlı tüketimi mümkün olduğunca sınırlandırın, sütlü tatlıları tercih edin.
Meyve, sebze, tam tahıl ürünleri ve baklagilleri tüketerek günlük posa alımını arttırın.
Günde en az 5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketin.
Kabuğu ile tüketilebilen meyve ve sebzeleri soymayın.
Düşük yağlı ve düşük kolesterollü besinler tercih edin.
Yüksek kalsiyumlu besinler tüketin.
Katı yağlardan uzak durun
Tuz tüketimini azaltın..
Sucuk salam gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durun.
Vücut için birçok önemli görevi olan su tüketimini arttırın.
Etli sebze yemeklerinin içerisine ayrıca yağ eklemeyin, et yeterince yağ içerir.
İçeriği bilinmeyen yüksek enerjili besinler tüketmeyin.
Fiziksel aktivitenizi arttırmaya özen gösterin.
Ağız ve diş sağlığına dikkat edin.
Kesinlikle sigara içmeyin.
Besinleri doğru hazırlayın ve doğru pişirin.
Hızlı kilo verdiren diyetlerden kaçının.