Uzmanlar her fırsatta ‘Sağlıklı bronzlaşmak yoktur. Bronzlaşmak cilt yaşlanmasını peşin olarak kabul etmek ve cilt kanseri riskini göze almaktır’ uyarısında bulunsa da, bu uyarılar, kararıncaya kadar güneşlenmemize engel olmuyor! Öyle ki, son yıllarda sık sık tatile gitmek ve solaryuma girmek gibi değişen sosyal eğilimler nedeniyle hem ‘foto yaşlanma’ hem de ‘güneşe bağlı cilt kanserleri’ artış gösteriyor.
Dünya Sağlık Teşkilatı’nın verdiği bilgilere göre; yılda yaklaşık 66 bin kişi cilt kanserinden hayatını kaybediyor ki bu kayıpların yüzde 80’inin nedeni, ‘melanom’ denilen tehlikeli bir cilt kanseri. Üstelik dünyada bu kanser türünün görülme sıklığı her yıl yüzde 3-7 oranında artış gösteriyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Emel Erkek Durmaz, görülme sıklığı giderek artan cilt kanserinden korunmak ve cildin erken yaşlanmasını önlemek için korunma yöntemlerinin mutlaka uygulanması gerektiğine dikkat çekerek, “Nasıl olsa korunuyorum düşüncesiyle güneşten koruyucu kremleri ‘güneş altında daha uzun süreli kalabilme’ amacıyla kullanmayın. Ürünün üstünde kaç saat koruyucu olduğuna dair bilgiler bulunur. Bu bilgileri dikkatle okuyarak uygulayın. Hatta, camdan ultraviyole ışınları geçebildiği için bu kremleri balkonda ve pencere önünde otururken bile cildinize sürmeyi ihmal etmeyin. En önemlisi ise zararlı ultraviyole ışınlarının yeryüzüne dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında kesinlikle güneşlenmeyin” uyarısında bulunuyor. Güneş ışınları cildimizde; güneş yanığı, güneş alerjisi, cilt yaşlanması, kırışıklıklar, sarkmalar, damar genişlemeleri, kahverengi lekeler, tümör ve kanser gibi birçok ciddi tabloya yol açabiliyor. Ayrıca ciltteki bağışıklık sistemini de baskılayarak uçuk gibi enfeksiyonları da tetikleyebiliyor. Cilt yaşlanmasının en önemli nedeni güneş ışınları. Öyle ki yaşlanmanın yüzde 80 gibi yüksek bir oranından güneş sorumlu tutuluyor. “Foto yaşlanma” olarak adlandırılan bu durum çoğunlukla yüzde ve ellerde belirgin hale geliyor.