Gecikmiş Konuşma Nedir?
Gecikmiş konuşma bir çocuğun yaşıtlarıyla benzer konuşma becerilerini sağlayamaması olarak tanımlanabilir. Bir çocuk yaşıyla uyumlu beklenen konuşmayı sağlayamıyorsa bu bir “konuşma bozukluğu” olabilir, veya “gelişimsel dil gecikmesi” olabilir. Herhangi bir organa bağlı olarak konuşmada bozukluk olmasına “organik konuşma bozukluğu”, herhangi bir organda bozukluk olmadan ortaya çıkan duruma “işlevsel konuşma bozukluğu” denir. Konuşma Bozukluğu Kulak Burun Boğaz Kaynaklı Olabilir Bir çocukta konuşmanın olabilmesi için dil (lisan) becerisi gelişmiş olmalı, ses üretimi yapılabiliyor olmalı ve konuşma işlevini yerine getirecek organlarda bozukluk olmamalıdır. Bu durumda zekâ, işitme, görme, ağız boşluğu, üst hava yolları, akciğerler ve bunları besleyen sinir sistemi ve kas sisteminin doğal olması gerekir. Bu nedenle gecikmiş konuşması olan bir çocukta konuşma bozukluğu varlığının belirlenmesi için göz, kulak burun boğaz, beyin, sinir sistemi ve kas- iskelet sistemi problemleri araştırılmalıdır. Konuşmada gecikmenin en önemli nedenlerinden biri işitme azlığı olmasıdır. İşitme azlığı doğumsal olabileceği gibi sonradan kazanılmış da olabilir. Çocuk daha önceden duyarken yeni başlayan bir işitme azlığı olabilir. Çocuğun yüksek sesleri duyması, bazı sesleri (sadece pes sesler, sadece tiz sesler) duyması o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez ancak konuşmanın başlamamasına neden olabilir. Bu nedenle konuşmasında gecikmeden şüphelendiğimiz çocukta detaylı bir işitme değerlendirmesi yapmak esastır. Edinsel (sonradan olma) işitme kaybının en sık nedeni sık üst solunum yolu geçiren çocuklarda orta kulak havalanmasının bozulmasıyla ortaya çıkan durumlardır. Bunun yanında fark edilmeyen bir (submukozal) damak yarığı, dil bağı varlığı gibi ağız içi problemleri de geç konuşma veya konuşma bozukluğu yapabilir. KBB, çocuk nörolojisi ve çocuk psikiyatrisi, bu çocuklardaki patolojiyi ortaya koymak için birlikte çalışır. Organik bozuklukların olmadığı saptanan çocukta problem işlevseldir. Sorun işlevsel konuşma bozukluğu olabilir veya gelişimsel dil gecikmesi olabilir. İşlevsel (fonksiyonel) konuşma bozukluğunda ise herhangi bir organik neden yoktur. Bu durumda da en çok psikiyatrik rahatsızlıklar araştırılmalıdır Çocuk "Bekle - Gör" Yöntemi ile Takip Edilebilir Konuşma için tüm bireyler içinde bulunduğu topluma ait olan dili (lisan) kullanır. Çocukta dil gelişiminin tamamlanabilmesi için öncelikle dili anlamalı, sonra dili kullanabilmelidir. Biz bunlara “alıcı dil” ve “ ifade edici dil” diyoruz. Henüz konuşamayan bir çocukta dili anlamanın gelişmiş olmasını bekleriz. Eğer alıcı dil becerisi gelişmişse kabaca beyin ve sinir sistemi açısından bir sorun olmadığı düşünülebilir. Böyle bir çocuk henüz konuşmamaktadır ancak “bana topu getir”, “oyuncağını dolaba koy” gibi komutları yerine getirebilmektedir. Alıcı dili gelişen ancak ifade edici dili henüz oluşmamış 18-20 aylık çocuklarda gelişimsel dil gecikmesi olabilir. Bu durumda çocuk “bekle-gör” yöntemiyle izlenebilir ancak bu arada diğer patolojiler araştırılarak dışlanmalıdır. Bu çocuklarda genelde ailede geç konuşan ana, baba veya kardeş öyküsü mevcuttur. Gecikmiş Konuşmadan Şüphelenilecek Durumlar