Peki, bu yeni süreç bir erkeğin yaşamdaki duruşuna hangi görevleri ve anlamları ekler? Tüm bu soruları Anadolu Sağlık Merkezi Psikolojik Danışmanı Necmiye Doğruer, yanıtlıyor.
Dünyaya gelişinin ilk zamanlarında anneyle bir bütün halinde olan Bebek, babanın direk varlığını hissedemeyebiliyor. Ancak baba, Bebek üzerinde, annenin üstünden bir ilişki ve güçlü bir etkiye sahip. Babanın desteğini alabilen, baba tarafından sakin ve dingin tutulabilen anne, bebeğine ve bebeğinin dünyaya gelişiyle kendi yaşamında oluşan değişimlere karşı daha toleranslı olabiliyor.
Bu önemli süreci başarıyla yürütmeleri için babalara önerilerde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi'nden Psikolojik Danışman Necmiye Doğruer, öncelikle doğum sonrası depresyonuna değiniyor.
Doğum sonrası depresyonunun, etkileri farklı olsa da sık karşılaşılabilen bir durum olduğunu belirten Psikolojik Danışman Necmiye Doğruer, sadece anne değil, tüm aile üzerinde büyük etkisi olan bu durumun bazen ilişkilerde zorlayıcı bir hale gelebildiğini ifade ediyor. Necmiye Doğruer, doğum sonrası depresyonun yarattığı etkiyle, anne ve baba rolüne alışmaya çalışan çiftin arasında ayrılık oluşabildiğini vurguluyor. "Bu süreçte erkeğin de zorlandığını unutmamakla birlikte kadının zorlandığı koşulların daha sarsıcı olduğu bir gerçektir" diyen Doğruer, eşi tarafından verilen duygusal destek ve kollayıcı, kapsayıcı duruşun, kadının annelik serüvenindeki bu zorlu etabı kolaylıkla aşmasında en büyük destek olduğunun altını çiziyor.
"Babanın destekleyici tavrı hem anne için hem de Bebek için oldukça kıymetlidir" diyen Doğruer, "Eşiyle sakinleşen ve duygusal olarak kollanan anne, doğum sonrası depresyonunu daha kolay atlatabilir, Bebek için daha duyarlı ve tamamlayıcı bir anne olur. Bu anlamda babanın varlığı daha da anlam kazanır" diyor.
Babayı dışarıda bırakmamak gerekir
Necmiye Doğruer, "Hamilelik süreci ve ardından gelen doğum, Bebek ve annenin birlikte paylaştıkları bir dönemdir. Bu süreçte, hatta doğum sonrası süreçlerde babaların varlığını, desteğinin önemini dışarıda bırakmamak gerekir" uyarısında bulunuyor. Oluşan üçgeni iyi tanımak ve hassas dengeleri kollamanın hem kadının hem de erkeğin işi olduğunu belirten Doğruer, ancak gerek doğum ve gerekse doğumun ardından bebeğin bakımında en büyük yükün kadına ait olduğunu, erkeğe de hem eş hem de baba olarak daha destekleyici bir pozisyon alma görevi kaldığını ifade ediyor.
Baba olmak erkeği güçlendirir
Babalığın, erkeğin yaşamındaki kişisel kıymeti azalmadığını aksine artırdığını, erkeğin duruşuna yeni anlamlar eklediğini belirten Doğruer, bebeğin babası ve kadının eşi olma göreviyle, erkeğin daha da büyüyüp, güçlendiğinin altını çiziyor.
Babalara;
Eşinizle birlikte yaşama getirdiğiniz bebeğinizle zaman geçirmekten kaçınmayın.