Göbek bağı bireyin özgürlüğünün simgesi olması yanısıra annesinden tam kopamayışının, her gün görülse de farkında olunmayan, dokunulmayan tam iyileşmemiş, izi kalmış yaraların simgesidir. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Akupunktur Uzmanı Dr. Hasan Ali Nogay anne olmadan önce bir kadının niçin göbek bağını koparması gerektiğini açıkladı.
Bebeğin anne ile arasındaki yaşam bağı 'göbek bağını' koparmak doğumun bitmesi, yeni bir canlının dünyaya 'ilk' merhaba demesinin başlangıcıdır. Bebek böylece ilk kez kendi başına kalır, ilk kez hava solur, nefes alır, bağımsızlığa doğru ilk adımı atar. Ancak görselde koparılan göbek bağı hayatta gerçekten koparılabiliyor mu? Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Akupunktur Uzmanı Dr. Hasan Ali Nogay göbek bağı ve kadın arasında söze dökülmeyen ilişkiyi şöyle açıkladı:
Göbek Bağına Dokunmak Bağımsızlaşmaktır!
'Aile ve toplumun 0- 7 yaş arasında kadının bilinçaltına yüklediği beklentiler olumlu olabileceği gibi zarar verici de olabilir. Ciddi baskı, sınırlandırma, tıkanıklık ve bağımlılık oluşturan unsurlar da içerebilir. Göbek bağına dokunmak değişmek, büyümek, kendi sezgisel gelişim, anneden ve babadan bağlarını kopararak bağımsızlaşmaktır. Göbek bağını koparmak, anne-baba enerjisinin canlanması ve erişkin olmak için sihirli bir dokunuştur. Aynı zamanda toplumsal sınırlamalardan da özgürleşmenin anahtarıdır. Bir annenin yavrusuna verebileceği en kutsal şey, onun kendi sezgisinin doğruluğuna güvenmesidir. Yani onun içindeki bilge kadının sezgilerine, içgüdülerine, algılarına, yaratıcılığına güven duymasını sağlamasıdır.
Kadının Korkuları!
Kadın, bazen kendisi olduğunda, "bağlarından-bağımlılıklarından- kopup özgürleştiğinde, çevresindekileri kendisinden uzaklaştıracağını hissedebilir. Ancak kadın, ruhunu-doğal kadın ve dişi özelliklerini ortaya çıkarmak, değişmek, büyümek, olgunlaşmak için bu gerilime ve sonrasında "kopuşa" ihtiyaç duyabilir. Düğümler, bağlar aslında kadına aittir. İtiraz etmeden, yakınmadan kabullenmek ve öyle bir hayat sürmek kahramanlık gibi görünebilir. Aşırı uyumlu olmak duygu ve çabası, bazen çatışmaları artırır ve "migren ağrısı" gibi yapışıp kalabilir. Ta ki, o duygudan özgürleşene, bağlarını koparıp; kendi değerini fark edene ve "değerli" olduğunu kabul edinceye kadar.