Anne karnındaki bebekte, down sendromu olup olmadığını amniyosentez yöntemi yerine, sadece basit bir kan tahlilinden DNA analizi yaparak tespit eden ilk ticari test, bu yılın sonunda Amerika'da kullanılmaya başlanacak.
Gelecek yıldan itibaren Türkiye'ye de getirilmesi hedeflenen test, ABD'de 50'den fazla patentin sahibi ve insan genom projesinin başlatılmasına ve yürütülmesine öncülük eden Boston Üniversitesi İleri Biyoteknoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Charles Cantor ve ekibinin 10 yıllık araştırması sonucu geliştirildi. Bilim dünyasında heyecan yaratan test, gebeliğin 8. haftasından itibaren anneden alınan basit bir kan örneği ile iki hafta içinde sonuç veriyor. ODTÜ Enformatik Enstitüsü'nün düzenlediği "Enformatik Bilim Festivali'nde yeni yöntemini Türk araştırmacılara tanınan Prof. Dr. Cantor, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Cantor, söz konusu yöntemi 10 yıllık bir araştırma sonunda 100'ün üzerinde bilim insanı tarafından geliştirildiğini ve 500'e yakın hamile üzerinde test edilerek amniyosentez yöntemi ile kıyaslandığını anlattı. Cantor, yöntemlerinin daha çok sayıdaki hamile üzerinde de test edildiğini, ancak bu rakamların yayımlanmadığından açıklayamayacağını belirtti. Söz konusu tanı yönteminin neredeyse mükemmele yakın bir güvenilirlik sunduğunu ifade eden Cantor, bunun yaklaşık yüzde 99 oranına karşılık geldiğini söyledi. Cantor, halen kullanılan ancak bazı riskleri barındıran amniyosentez yönteminin yüzde 99'dan daha iyi sonuçlar verdiğini belirtti. Yöntemin geliştirilmesi için pek çok laboratuvarın üzerinde çalıştığını, ancak bugüne kadar ticarileşmiş bir ürünün bulunmadığını anlatan Cantor, "Yöntem, amniyosentez gibi anne karnından örnek almadan sadece basit bir kan örneği ile test edilebiliyor" dedi. Prof. Dr. Cantor, kan testiyle yapılan tanı yöntemini şöyle anlattı: "Kanda hücre ve sıvı var. Hücreleri atıyoruz ve plazmayı ayırıyoruz. Plazmadaki DNA, RNA ve proteinler ve diğer bazı maddeler var. Proteini ve RNA'yı parçalayıp uzaklaştırıyoruz. Böylece sadece DNA'yı bakıyoruz. Bu durumda DNA zaten parçalanmış durumda. Her parçadaki molekül sekanslarına bakıyoruz. İşte burada özel bir teknik uyguluyoruz. Bu halde DNA'da meydana gelen bir hataya bakıyoruz. " Cantor, ticari testin sonucunu bir hafta ile iki hafta içinde sonuçlandığını bildirdi. Testin ilk olarak bu yılın sonunda Amerika'da ticarileşeceğini, gelecek yıl Avrupa ülkeleri ile Çin'de piyasaya sunulacağını belirten Cantor, Türkiye'nin de listelerinde yer aldığını kaydetti. Cantor, yaşanan bölgeye göre, değişik nedenlerle ülkeler arasında farklılıkların çıkarılabileceğine işaret ederek, bu farklılık olasılıklarının ortaya çıkarılması için Türkiye'de de bir takım klinik testlerin yapılması gerektiğini vurguladı. Canton, "Büyük bir olasılıkla ülkeler arasında sonuçlar değişmez. Ancak belki bir süre amniyosentezle birlikte paralel bu tanı yönteminin de sonuçlarının karşılaştırılması gerekebilir" diye konuştu. Testin uygulanabilmesi için anneden alınan kan örneğinin 72 saat içinde merkeze ulaştırılması gerektiğini anlatan Cantor, "İlk başta donmuş haldeki plazmayı isteyeceğiz. Ancak ileride oda sıcaklığında bile saklanan kan örneklerini de elimize ulaştığında 72 saat içinde tanı koyabileceğiz" dedi. Cantor, tanı yönteminin her ülkedeki amniyosentez yönteminin maliyetine paralel bir maliyet getireceğini söyledi.