Skolyoz hastalığının omurganın sırt ve bel bölgesinin yana doğru eğriliği olarak tanımlandığını ifade eden VM Medical Park Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Erkam Kömürcü, "Büyümenin en hızlı yaşandığı ergenlik döneminde görülme sıklığı artan hastalığın tedavisinde başarılı sonuçlara ulaşabilmek için erken dönemde müdahale edilmesi büyük önem taşıyor. Skolyozu anlatmadan önce normal bir omurgayı anlatmakta fayda var. Omurgamıza yandan baktığımız zaman boyundaki çukurluk, sırttaki kamburluk ve beldeki çukurluk gibi normal eğrilikleri vardır. Arkadan bakıldığı zaman ise düz bir hat şeklinde uzanır. Skolyoz işte tam burada devreye giriyor. Skolyoz, arkadan veya önden baktığımızda omurganın düz şeklinde olmaması, sağ veya sola doğru eğriliğidir. Aslında bu kadar da basit bir durum değildir. Omurga kendi etrafında dönmeye başlayarak, sağa veya sola kaymasını gerçekleştirir. Bu üç boyutlu şekil bozukluğuna skolyoz diyoruz" dedi. 8'li 10'lu yaşlardan başlayan skolyozun önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Doç. Dr. Erkam Kömürcü, "Teşhis konulurken hasta ilk olarak izlenmelidir. Vücutta asimetri görülürse, omuzlarda sağa sola kayma, kollarımızın gövdemizden uzaklaşması, bacaklardaki uzunluk farkları gibi belirtilerin aklımıza omurgada herhangi bir farklılık var mı sorusunu getirmesi gerekir" diye konuştu.
"İlk teşhiste annelere büyük iş düşüyor"
Skolyoz teşhisinde ilk muayenenin aile tarafından yapıldığını belirten Kömürcü, "İlk muayeneyi aslında aileler yapıyor. Annelere çok iş düşüyor. Özellikle banyo yaptırırken veya üzerini giydirirken çocuklarımızın omurgasına dikkatli bakmamızda fayda var. 'Düz mü? Eğrilikler var mı? Vücutta asitmetriklikler var mı' gibi sorulara yanıt arayacak şekilde çocuğu incelemekte fayda görüyoruz. Biz omurgayı incelemek için hastayı kalçasından öne doğru bükerek arkadan baktığımızda, herhangi bir asimetri olmaması lazım. Eğer bu duruşta şekil bozukluğu varsa göğüs duvarında ve sırtta asimetri oluşuyor. Omurga ya sağa ya da sola doğru yöneliyor. Eğer aileler böyle bir sorun gözlemlerse mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalılar. Skolyoz ön tanısıyla mutlaka bir doktora götürülmeli. Eğrilik gözle görülür hale gelirse tedaviye ihtiyacı var anlamına geliyor" ifadelerini kullandı. Tedavi süreci ve yapılan işlemlere de değinen Doç. Dr. Erkam Kömürcü, şu bilgileri paylaştı: "Tedavinin bir algoritması var. Düşük eğrilikler genelde izlem veya korseyle devam ederken, daha fazla eğrilikler cerrahi işlem gerektiriyor. İleri eğriliklerde cerrahi müdahaleyle omurgayı düzgün hale getirmek için vidalarla sabitleyip kaynamasını sağlıyoruz. Omurgayı bir bütün haline getiriyoruz. Bu operasyonlara ise füzyon ameliyatı diyoruz. Son 10-15 yıldan beri uyguladığımız 'nonfüzyon skolyoz cerrahisi ise halk arasında 'ipli skolyoz' tedavisi olarak biliniyor. Bu tedavi yönetiminde ise omurganın ön taraftaki kitlesine vidalar gönderiyoruz. Bu vidalara ip benzeri bir bant ile gerdirme yapıyoruz. Dış bükey tarafından gönderdiğimiz vidalarla omurgayı birbirine bağlayıp iple gerdiriyoruz ve esnek olan omurgayı bir miktar düzeltiyoruz. Büyümeye devam eden omurga, gerdirilen bölgede büyümeye devam etmiyor ve serbest olan tarafta büyüyen omurga kendini yavaş yavaş düzeltmeye başlıyor. Bu tedavide en önemli artı, tedavinin omurga hareketi bozulmadan yapılıyor olması. Dolayısıyla omurga hem hareketli oluyor hem de bizim istediğimiz forma büyüyerek ulaşmış oluyor. Omurganın hareketine imkan sağlarken esnek bir omurga ile daha fizyolojik ve anatomik olarak büyüme sağlıyoruz."