Alman romatoloji uzmanı Prof. Dr. Jurgen Braun, halk arasında "kamburluk" olarak bilinen Ankilozan Spondilit'in (AS) bel ağrısı ile kendini göstermeye başladığına dikkati çekerek, 3 aydan uzun süren bel ağrısının AS'nin işareti olabileceğini bildirdi.
Üçgen İletişim firmasından yapılan açıklamaya göre, İstanbul'a gelen Berlin Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Braun, "AS" hastalığı hakkındaki bilgi ve tecrübelerini Türk hekimleriyle paylaştı. Braun, AS hastalığının bel ve sırt bölgesinde gelişen ve sakatlığa neden olan iltihaplı romatizmal bir hastalık olduğunu ifade ederek, hastalığın son aşamasında halk arasında kamburluk olarak bilenen durumun yaşandığını söyledi. Braun, şunları kaydetti; "AS, bel ağrısı ile kendini gösteriyor. Genellikle sabahları kaslarda sertlik, boyun ve bel bölgesinde tutulma şeklinde ortaya çıkan AS, daha çok belin alt kısmında kendini hissettiriyor. Gün içinde kişi hareketlenmeye başladığında hafifleyen ya da etkisini kaybeden sabah tutulması, çoğu kez hasta için yanıltıcı olabiliyor. Bel ağrısının travma gibi farklı nedenlerden kaynaklı ve toplumda sık görülmesi AS'nin tanısında gecikmeye neden olabilen önemli etkenlerden biri." Omurgayı etkileyen iltihaplı bir romatizma olan AS'nin tanısının hastalık başladıktan 5-10 yıl sonra konabildiğini belirten Prof. Dr. Braun, bunun nedenini de "Bir çok ülkede romatolog sayısı oldukça az, hekimlerin hastaları görmesi ve bel ağrısı şikayeti çeken hastalar arasından AS olanları tespit etmesi yıllar alabiliyor" diye açıkladı. AS'nin toplumda her bin kişiden birinde görüldüğünü kaydeden Braun, genetik nedenleri olan hastalığın genellikle 25-26 yaşlarında başladığını da ifade etti. Braun, AS'nin tanısı geç konulduğunda hastada kronik yapısal değişikliklerin ortaya çıktığını da kaydederek, kronik hastalığın omurgada neden olduğu kemik deformasyonlarının tedavi edilmediği taktirde, hastanın hareket edememe sorunu ile karşı karşıya gelebileceğine dikkati çekti. AS'nin ileri ki aşamalarında ise hastaların kamburluk gibi geri dönülemez bir sonuçla karşılaşabileceklerini de belirten Braun, "AS'nin ileri ki evrelerinde omurgada ortaya çıkan sertleşme sorunu artar. Bu sorun tepe noktaya ulaştığında omurga parçaları adeta sabitlenir. Bu sertleşme meydana geldiğinde hastanın omurgası hangi pozisyondaysa o şekilde kalır" ifadesine de yer verdi. Braun, bu durumda hastaların artık dik bir pozisyonda duramadıkları için dünyayı bu açıyla göremediklerini belirterek, bunun karmaşık bir ameliyatla düzeltilebildiğini, ancak bazı durumlarda da mümkün olamadığını ifade etti. "3 aydan uzun süren bel ağrısı AS'nin işareti olabilir" görüşünü de savunan Braun, 40 yaşın altındaki kişilerde görülen 3 ay ya da daha fazla süren kronik bel ağrısı şikayetlerinin incelenmesi gerektiğini vurguladı. AS'ye bağlı bel ağrılarının en ayırt edici özelliğinin sabah saatlerinde belde ve belin aşağısında hissedilen tutukluk olduğunu dile getiren Braun, "AS hastaları genellikle gece ağrı ile uyandıklarını ve biraz hareket ettikten sonra ağrılarının azaldığını, ancak sabah yine ağrı ile uyandıklarını söylerler. Bu hastalığın en önemli belirtilerinden biridir" ifadesini kullandı. AS'nin tanısı uzun yıllarda konulabilse de teşhisinin aslında kolay yapıldığını belirten Braun, bunda genellikle omurga ve leğen kemiğinin röntgen filmlerinin çekilmesinin yeterli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Braun, hastalığın ilaçlarla ve fizyoterapi ile tedavi edilebildiğine de işaret ederek, yeni biyoteknolojik ilaçların da hastalığın tedavisinde etkili olduğunu anlattı. Uygun tedavilerle hastaların hayat kalitesinin ciddi oranda arttığını da belirten Braun, böylece hastaların iş yerindeki performansının da olumlu şekilde yükseldiğini ve iş gücü kayıplarının azaldığını, ayrıca aile ve özel yaşantılarının da normale döndüğünü sözlerine ekledi.