1. Diyabet Teknolojileri Sempozyumu

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Dağdelen, bilim dünyasının suni pankreas geliştirmesiyle diyabet hastalarının yaşamının kolaylaşacağını söyledi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Dağdelen, bilim dünyasının suni pankreas geliştirmesiyle diyabet hastalarının yaşamının kolaylaşacağını söyledi.

Dağdelen, 1. Diyabet Teknolojileri Sempozyumu dolayısıyla İzmir'deki bir otelde düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, diyabetin hem dünyada hem de Türkiye'de önemli bir sağlık sorunu olduğunu, hastalığın önlenmesi ve tedavisi konusunda bilimsel çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Teknolojik imkanları kullanarak hastalığın oluşumunu engellemeyi veya konforlu tedavi fırsatı sunmayı amaçladıklarını ifade eden Dağdelen, insülin sayesinde diyabeti artık hastalık değil "yaşam şekli" olarak gördüklerini dile getirdi.

Hastaların ihtiyacı olan insülin miktarını belirleyecek teknolojik olanaklarının bulunduğunu anlatan Dağdelen, "Teknolojiyi kullanarak yaşam şeklimizi düzeltip şeker hastalığını nasıl önleriz. Bunu da tartışıyoruz." dedi.

Teknolojinin Türkiye genelinde doğru ve verimli kullanılmasını amaçladıklarını söyleyen Dağdelen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şeker hastalığında az çalışan ya da yetersiz çalışan organımız pankreas. Bilim dünyası pankreası taklit etmeye çalışıyor. Akıllı sistemlerle pankreası taklit edebilecek suni pankreas geliştiriliyor ve çok ciddi aşama kaydedildi. Hastanın kendini takip etmesine gerek kalmadan ne kadar insülin gerekiyorsa onu verecek akıllı sistemler arıyoruz. Şu anda tamamlanmadı ama çok yakınız. Ondan önce uygulayabildiğimiz akıllı sistemlerimiz, pompalarımız var. Çok erken yaşlarda da bu sistemlerden faydalanabiliyoruz."

Türkiye'nin diyabetle mücadelede teknolojiyi kullanmak zorunda olduğunu vurgulayan Dağdelen, kan şekeri ölçüm cihazları ile ilgili ciddi bir kalite sorununun olduğunu, kaliteli olmayan ölçüm cihazları nedeniyle özellikle çocuklarda yaşamı tehdit edebilecek acil dalgalanmalar yaşandığını kaydetti.

Pişirme yöntemi önemli

Hacettepe Üniversitesi Beslenme Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Zehra Büyüktuncer ise beslenme konusunun diyabetin önlenmesinde büyük önem taşıdığını anımsattı.

Dengeli beslenme ve besin zenginliği kadar pişirme yöntemlerine de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Büyüktuncer, şu bilgileri verdi:

"Besin teknolojisi açısından yaptığımız değerlendirmede yüksek ısıl işlem görmüş besinlerde birtakım bileşenlerin diyabete etkilerini gördük. Geleneksel pişirme yöntemlerinden mikrodalgaya kadar yaptığımız incelemelerde yüksek ısıda uzun süre pişirmenin riskli bileşenleri beraberinde getirdiğini tespit ettik. Kızartma, kavurma, fırında pişirme diyabete neden olabileceği gibi var olan diyabeti de olumsuz etkiliyor. En sağlıklısı buharda pişirme, haşlama ve tencere yemekleridir."

Dünyada 425 milyon diyabet hastası var

Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kaya ise dünyada 415 milyon diyabet hastası bulunduğunu, Türkiye'de de her 7 kişiden 1'inin de diyabetik olduğunu ifade etti.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Damla Gökşen de konuşmasında daha çok çevresel faktörlere bağlı olarak çocukluk çağında görülen diyabetin, son yıllarda artış gösterdiğini belirterek, Türkiye'de her 100 bin çocuktan 11'inde diyabet görüldüğüne dikkati çekti.